CHP Grubu’nun erişim engeline ilişkin teklifi reddedildi
CHP Grubu’nun bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmek üzere getirdiği bazı haberlere erişim engellerinin soruşturulmasına ilişkin Meclis soruşturma önerisine ilişkin kümelenme teklifi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Teklifin alaka düzeyini anlatan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şunları söyledi; “Aslında inkar sistemi varken, mahkemeler aracılığıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorsa, sansür teşkil eden erişim engellemelerine de gerek yok ama ‘Mutlaka yapacağız’ derseniz Meclis kurabiliriz. Araştırma önerimizin onaylanmasıyla komisyona giderek demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne uygun bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyeceğiz.Türkiye’de “Basın özgürlüğünün, bilgi alma hakkımızın korunması ve toplumsal hafızanın tahribatının önlenmesi sorumluluğu” hepimizin omuzlarında” dedi.
CHP, bazı haberlere erişim engellerinin araştırılması amacıyla TBMM Genel Kurulu’na sunduğu meclis araştırma önerisini gündemin ön sıralarına aldı ve bugün görüşülmek üzere kümelenme önerisini gündeme getirdi.
Teklifin alaka düzeyini anlatan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şunları söyledi:
“TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, BİLGİ ALMA HAKKIMIZI KORUMAK VE TOPLUMSAL HAFIZANIN TAHRİBATINI ÖNLEMEK İÇİN SORUMLULUK OMUZLARIMIZDADIR”
“Bu iktidar döneminde gazeteciler üzerinde o kadar baskı var ki, bir yandan siyasetin etkisi altındaki yargı tarafından yazı ve paylaşımlarından dolayı yargılanıp hapsediliyor, diğer yandan da gazeteciler yazı ve paylaşımlarından dolayı yargılanıyor, hapse atılıyor. bir amaç doğrultusunda öldürülüyor veya sokak ortasında dövülüyor Televizyonlar RTÜK, gazeteler Basın İlan Kurumu tarafından karartılıyor ve sansür Türkiye’de 5651 Sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi kapsamında, 35 Son 10 yılda bin habere erişim engellendi, 30 bin haber silindi veya kaldırıldı.En fazla erişime engellenen haber 6 bin 500 haberle 2022’de gerçekleşti, 5 bin 300 haber arşivden çıkarıldı ve internet… Bu kararlar cumhurbaşkanı, ailesi, bakanlar, milletvekilleri, valiler, bürokratlar, hükümete yakın şirketler gibi kamuoyunun üst düzey isimlerinin talepleri sonucu alındı. Hepsi gerçek, belgeli. Bu yılın ilk haftasında yolsuzluk, usulsüzlük, siyaset, yargının para ve mafyayla bağlantısının bilinmesi istenmemesi nedeniyle 688 habere erişim engellendi. Zincir erişim sorunlarıyla karşı karşıyayız. Ayrıca bazı haberler için unutulma hakkı kararı verilmekte, haber ve içerikler yayınlardan ve arşivlerden çıkarılarak tamamen yok edilmektedir. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Kamuyu ilgilendiren haberlerin silinerek basın arşivine alınması Türkiye’nin yakın tarihinin yok edilmesi anlamına gelmektedir. Deniz Feneri soruşturması, Nesim Malki cinayeti, Susurluk soruşturması davası, yargıya neşter operasyonu, şarampole operasyonu gibi bir dönem kamuoyunu sarsan soruşturma ve yargılamalara ilişkin haberlere artık ulaşılamıyor. Benzer şekilde FETÖ ve Adnan Oktar örgütüne yönelik soruşturmalarda da erişim sorunları ve unutulma hakkı talepleri dikkat çekiyor. Basın kuruluşlarının açtığı ihlal davaları ve CHP’nin yaptığı başvuruların ardından Anayasa Mahkemesi, erişimin engellenmesi konusunda basının ve kamuoyunun haber alma hak ve özgürlüğünün bir değil iki kez ihlal edildiğine hükmetti ve 9. maddeyi iptal etti. Meclise 9 ay süre verdi. Bu aslında son fırsatımız. Aslında inkar sistemi varken, mahkemeler aracılığıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorsa sansür teşkil eden erişim engellemelerine gerek yok ama ‘Mutlaka yapacağız’ derseniz Meclis komisyonu kurabiliriz. Araştırma önerimizin onaylanmasıyla demokratik ve hukukun üstünlüğüne yakışan bir düzenlemenin çerçevesini hep birlikte belirliyoruz. Türkiye’de basın özgürlüğünün ve bilgi alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin önlenmesi sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. İşte yıllara dayanan kısıtlamalar, sadece son birkaç yılın raporları, bunların hepsi Türkiye’de bilinmez, okunmaz, görülmez denilen ve erişim sorunlarıyla dolu olan raporlardır. kendilerinin erişimi engellendi. “Bu ayıbın ortadan kaldırılmasını istiyorsak bu önerinin desteklenmesini talep ediyoruz.”
Teklifin gerekçesinin açıklanmasının ardından İYİ Parti Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar şunları söyledi:
“GAZETECİLER VE GAZETECİLERE UYGULANAN CEZALARLA MUHALEFET BASINININ VE KAMUOYUNUN BİLGİ EDİNME HAKKININ SUSTURULMASINI İSTİYORLAR”
“AK Parti, kurulduğu ilk yıllarda kendisi hakkında en ufak bir haber yapanları överken, bugün herhangi bir il ve ilçede, usulsüzlükleri belgelenmiş delillerle kamu yararına olan haberlere ya erişim engeli uyguluyor ve Herhangi bir il veya ilçede yolsuzluk yapılması veya o gazete hakkında savcılıkça soruşturma başlatılması.” Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türk medyasının sıralaması 16 sıra geriledi. 2022 yılında 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alan Türk medyasının basın özgürlüğü, 2023’te 165’inci sıraya geriledi. Bu durumda Avrupa’da en fazla basın özgürlüğü ihlalinin yaşandığı iki ülke ülkelerden biri de Türkiye oldu. Savaşta olan Ukrayna ile aynı kategoriye konuldu. Basında uzun süre hükümeti öven tartışmalar ancak hükümetin izin verdiği konularda ve ancak hükümetin izin verdiği kişiler tarafından yapılabilir. Bu arada televizyon programlarına çıkmasına izin verilen muhalif görünümlü birçok kişi de denetleniyor. konuşabilir. Toplumun ihtiyaç duyduğu konularda gerçeğe dayalı aydınlatıcı konuşmalara tahammül edemeyen ve izin vermeyen zihniyet bu şekilde devam edemez. Sansür kanunu olan dezenformasyon yazısı ile haber sitelerine istedikleri gibi müdahale edip, gazeteciliği bitirmeyenleri isteyene havuç göstererek, istemeyene sopa göstererek engellemeye çalışıyorlar. Gazetecilik faaliyeti halkın haber alma hakkıdır. Gazete ve gazetecilere uygulanan cezalarla muhalif basının susturulması ve halkın bilgi alma hakkının susturulması amaçlanıyor. “Yargının basın üzerinde baskı aracı olarak kullanılması demokratik hukuktan ve demokratik hukuk devletinden uzaklığın açık göstergesidir.”
DEM Parti Grubu adına konuşan Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, şunları söyledi:
“YAYIN YASAĞININ KALDIRILMASI KARARI İLE BİRLİKTE YAYIN YASAĞI UYGULANIYOR. SANSÜRÜN ERİŞİMİNDEN KONUŞMUYORUM FAKAT SANSÜRÜN ERİŞİMİNDEN KONUŞUYORUM”
“Muhalefet kanallarındaki haber programlarını yarım saat izleseniz, ülkedeki yolsuzlukları, hırsızlıkları, bu hatalara bulaşan bürokratları, hakimleri, kolluk kuvvetlerini hayretle izlersiniz. Aslında buna şaşırmıyoruz. Artık ülkede hiçbir şey yok. Bizi şaşırtan şey hem bu bürokrat ve hakimlerin yaptığı hataların oranı hem de suç repertuvarı.” O kadar genişledi ki inanamazsınız. Hayali arazi satarak yabancılara vatandaşlık verenler, sahte ilaç ihraç edenler, ülkede başıboş dolaşan IŞİD’liler veya uluslararası uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yapanlar kimler sizce? Her gün üç dakikada sayılmayacak yeni bir skandal ortaya çıkarken, hükümet suç çetelerinin değil, bunları haber yapan ve kamuoyuna duyurmak isteyen gazetecilerin engellenmesinden rahatsız oluyor. Yayın yasağının kaldırılması kararına yayın yasağı da eşlik ediyor. Tekerlemeden bahsetmiyorum, sansürün geldiği noktadan bahsediyorum. En çok yasaklanan konulardan biri de çocuk istismarı haberleri. Vatandaşlar depremde çaresizce yakınlarını kurtarmaya çalışırken yayın yasağı koyan bu hükümetten açıkçası başka bir şey beklemiyoruz. Söylediklerimizin bir etkisi olur mu bilmiyorum ama vatandaşlar bu yasakların neden getirildiğini çok iyi biliyor. Gerçeği gizleyemezsiniz. “Gizlemek istediğiniz gerçek bir gün gelip sonunuzu getirecek ve bu da mutlaka görülecektir.”
Konuşmaların ardından yapılan oylamada CHP Kümesi’nin önerisi AKP ve MhP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.